4-3-3 oyununa dönüş yaptı Samsunspor, Yücel Uyar ile Recep Boyer sonrası...
Ama klasik değil, çok rotasyonlu saha içi bir görüntü vardı.
Misal, sağ ön gibi duran İlyas Kubilay özellikle hücumda sürekli içe kat ederek asıl pozisyonunu buldu. Caner’e geniş bir alan bıraktı önünde.
İdeal takımından 4 eksikle Samsun’a gelen ve görece zayıf bir pilot takım olmaktan öte bir misyonu olmayan Hacettepe karşısında bile, ilk pozisyonu 31’de bulabilmek işlerin istenildiği gibi gitmediğine bir işaretti.
Atak yapar gibi görünüyordu ama ceza sahasına hiç kalabalık giremiyordu çünkü.
Ne iki çizgi kanadı ne de orta sahadan destek gelmemesi Bahattin’in yalnızları oynamasına neden oldu.
Etkili dış şut eksikliği de eklenince buna, pozisyon fukaralığı dikkat çekti. Dikkat çeken bir başka şey ise, Ferhat’ın bir iç saha maçında bile oyunu nerede ise iki stoperin arasında oynama gayretiydi.
Bahattin’in ikinci 45’in hemen başında attığı şık kafa golü bile bir şeyleri değiştirmedi.
Gökhan Alsan ve Guido’nun isimleri vardı ama kendileri yoktu.
Bu net fotoğrafa rağmen, garip hem de çok garip bir değişikliğe imza attı kenar yönetimi...
Bahattin’i kenara alıp, bir başka defansif orta saha Samet Hakan’ı sahaya sürdü.
Akla ziyan bu değişiklik ve hemen sonrasında penaltı ile gelen beraberlik golü akla şu soruyu getirdi: Gökhan ve Guido’yu bu kadar özel kılan şey ne?
Cevabı eğer, sahadaki bu garabeti görememekse, kenar yönetimi adına kötü bir şey bu.
Gelecekleri haklı olarak tartışılacaktır.
Yok, başka bir şey ise daha da kötü!
Bu sevindirici olmaktan çok, düşündürücü galibiyete rağmen.